|
| Cezmi Ersöz | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Cezmi Ersöz Ptsi Ara. 07, 2009 10:24 am | |
| " BEN YAZARKEN KENDİ YÜZÜME TÜKÜRÜYORUM " Geriye Doğru Baktığımda...
Geriye doğru baktığımda, çünkü ancak böyle anlaşılıyor bazı şeyler, ben aslında ilkokul 4.-5. sınıftan itibaren yazar olmayı kafama koymuşum. Ama bu ciddi, planlı projeli bir düşünce halinde değil. Tabi babamdan gelen Kuvay-ı Milliye, Kemalistlik, subaylık da var. Bu yüzden iyi, yardımsever, dürüst, çevresinde sayılan sevilen adam yani bir tür kahraman olmak üzere yetiştirildik biz. Çok küçük olanaklarla zengin çocuklarının önüne geçme projesi...Kemalizm biraz da böyle bir proje. Hadi bakalım kendinizi gösterin projesi, romantik bir proje bu. Öte yandan korkunç bir oyun bu. Baştan aşağı yanlış hesaplarla dolu. Belli olanaklar babanın maaşı belli, makarna yumurta yiyorsun, hadi bakalım benim çocuğum nasıl geçecek sizi projesi, üstelik iyi adam olacak ve onları da geçeceksiniz. Okuduğun okul belli,mahalle devlet okulları.
Kabataş Erkek Lisesi’ne kaydımı yaptıracaktım. Babam hastaydı, ayakları şişmişti. Makasla pantolonunun paçalarını kesmişti ve ayağında terlik vardı. Çok komik görünüyordu. Emekli bir albay fakat cebinde parası yok. Müdür “çocuğu yatılı verin” demiş. Ev Suadiye’de okul Ortaköy’de. O zaman köprü de yok. Gidiş-dönüş 4 saat. Ama yatılı parası yok. “Gündüzcü olsun, gitsin-gelsin” demiş babam. Tartışmışlar. Müdür, “almıyoruz çocuğunuzu okula” deyince babam çıkarmış beylik tabancasını müdürün masasına koymuş. “Alıyor musun almıyor musun?” odadan bir çıktı, kıpkırmızı bir surat. “Gemileri yaktık oğlum” dedi. “Baba ne gemileri...” dedi ki; “Oğlum durum ciddi”. Küçük çelimsiz bir çocuğum. Kaydımızı yaptırdık, girdik okula. İlk dönem iki zayıf geldi karneye. Hiç unutmuyorum, babam “teessüf ederim” dedi. “Ulan bu okulda birinci olcam” dedim | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Cezmi Ersöz Ptsi Ara. 07, 2009 10:25 am | |
| Hadi Bulun En Zayıf Yerimi İnsan kendisini merak etmeli; hem de ölümüne merak etmeli. Gün bitti işte... Kim farkında bunun senden başka... Herkes bu yenilgiyi nasıl da rahat kabulleniyor...
Vaatlerini tutmadı gün. Kimse kendisini merak etmedi. Sabırsızlığın bundan; bundan çocuksu hasretin... Kabullenince herkes yaşamını sen ortaya kendini koydun... ve bütün suçlarını üzerine aldın sonra
Bundan işte bu çocuksu hasretin Ve ölümcül bir rulet oynadın insanlarla hadi dedin, hadi bulun en zayıf yerimi...
Ve diktin gözlerini gözlerine kastın bedenini yükselttin omuzlarını Öylece kaldın... Baktılar sana... Baktılar... Ama yüreğini bir türlü göremediler. | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Cezmi Ersöz Ptsi Ara. 07, 2009 10:26 am | |
| Yok Karşılığı Yüzünün Senin sana rağmen bir yüzün var Herkesin ilk aşkına benzeyen Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi Yok karşılığı yüzünün
Senin sana rağmen bir yüzün var Herkesin ilk aşkına benzeyen Yaklaştıkça imkansız uçurumlar Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi Yok karşılığı yüzünün | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Cezmi Ersöz Ptsi Ara. 07, 2009 10:28 am | |
| HAYAT BİR EMRİN VAR MI / TİTREK BİR MUM IŞIĞINDA Yıllar sonra itiraf etti. Üniversitede okuyan üç erkek çocuğu vardı ve faşizmin gemiyi azıya aldığı günlerdi. Silahlarını hayatlarının en üstün gücü sayan faşistler tarafından öldürülmemiz an meselesiydi. Küçükyalı MHP’de benim için “vur emri” çıkmıştı. Eve arka bahçelerden dolaşarak giriyordum. Sonra, biz geceleri derin uykulara daldığımızda, sessizce uyanıp sokak kapısının önünde, bir sandalyenin üzerinde sabahlara kadar bekliyormuş: Eve, kapıyı kırıp bizi öldürmeye gelen faşistlere önce kendi canı ve bedeniyle karşı koyabilmek için. Gün ışımaya başladığında biz onu görmeyelim diye usulca yatağına girer, biraz olsun uyumaya çalışırmış.
Çoğunlukla bizim için katlandıklarını göremezdik. Yaptıklarını hemen hiç önemsemezdik. Titrek bir mum ışığı gibi yaşardı. Biz büyük düşlere koşarken, o küçük dünyasında bizim için eşsiz anları örerdi. Farkında değildik. Çok da konuşmazdık onunla. Bir şeyler anlatırdı, sıkılırdık. İçten tek cümlemiz yeterdi, artardı oysa. O cümleyi kuramadık. Vaktimiz kısıtlıydı, devrim yapacaktık, Ama bizim için her gece kapı önünde canını siper eden annemizden haberimiz yoktu! ...
Annemiz, annelerimiz, bizden umudu kesince teselliyi birbirinde arayan kalbi kırık insanlar... Her gün önümüzden defalarca gelip geçen ve bizlere sırılsıklam âşık olan; ama sevgilerine asla karşılık bulamayan o bedbaht insanlar...
Onların tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, ağaç altlarındaki bankalarda birbirleriyle konuşurken, dertleşirken, birbirlerine kalplerini açarken görüyorum. Gözlerindeki derin acıları, çamaşır yıkamaktan kurumuş elleri, solgun eşarpları ve insafsız ağırlıktaki alışveriş torbalarının yardımıyla tanışıyorlar birbirleriyle. Hemen oracıkta çocuklarına duydukları o derin sevgiyi, o naif öfkelerini, parçalanmış hayallerini anlatıyorlar birbirlerine.
Ah o evlatlar, o acımasız sevgililer neden hep böyledir onlar? Neden hep böylesine soğuktur kalpleri? İşte hepsi binip gitmişlerdir arzu ve ihtiras tramvaylarına. Arada bir, bir lütuf gibi gelip yüzlerini gösterirler. Ama yanlarında asla kalplerini getirmezler. Düşünmeden ve özensizce konuşurlar onlarla, vakit geçirir gibi. Sıkıcı bir görev gibi! ...
İşte çabucak geçti öfkeleri. Bir sessizlik girdi araya. O eski soru atıldı ortaya. Şimdi nerede ne yapıyorlar acaba? Sabah evden çıkarken ördükleri gül kurusu ya da uçuk mavi veya şarap rengi kazaklarını giymişler midir? İyi bir kahvaltı yapmışlar mıdır? O ışıklı omuzları gece açıkta kalıp üşümüş müdür? Eşleri onlara mutlaka iyi bakmıyordur. Çünkü sadece kendileri onları aşkla düşünüyordur. Çünkü aşkın olmadığı yerlerde geceleri omuzlar açıkta kalır. Aşkın olmadığı yerlerde mutfaklarda besleyici ve lezzetli yemekler pişmez. Aşk yoksa gözyaşı ve dokunaklı dizelerle örülmüş gül kurusu kazaklar giyilmez, unutulur. Aşkın olmadığı yerlerde koşullu sevgiler vardır. Herkes birbirine sevgisini ölçerek, biçerek verir. Oysa anneler çocuklarını, yani aşıklarını hep yarın öleceklermiş gibi doyasıya ve imkânsız bir aşkla severler.
Oysa çocukları sevgililerinin kendilerine öyle ya da böyle veda edişlerini hiç unutmazlar ve hep yürek çarpıntısıyla anarlar da, ama annelerinin onlar giderken, evden çıkarken sırtlarına hafifçe utanarak, belli belirsiz dokunmalarını hemen hiç hissetmezler, hissetseler de üzerinde pek durmazlar. Omuzlarına o arkadan dokunuşun içinde çok büyük anlamlar vardır. O dokunuşta imkânsız bir aşk vardır oysa...
Anneleri görüyorum buradan. Birbirlerinin kırık kalplerini sarmak, o umutsuz ve imkânsız aşklarının acısını dindirmek için tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, ağaç altlarındaki banklarda bir araya geliyorlar. Gözlerindeki derin acıları, çamaşır yıkamaktan kurumuş elleri, solgun eşarpları ve insafsız ağırlıktaki alışveriş torbalarıyla... Titrek bir mum ışığında yaşayan annemiz, annelerimiz. Biliyorum her şey için çok geç değil; ama yaptıklarımdan utanıyorum.
| |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Cezmi Ersöz Ptsi Ara. 07, 2009 4:57 pm | |
| Bana çok benziyorsun aynı kimsesizlik, aynı inançsızlık, aynı umarsızlık...
Seninle hep birbirimizi özleyecegiz, ikimizde derin yalanız,derin yalnızız... Çok önce yitirdik yitirmememiz gerekenleri, yine de, ben seni kanlar içinde bırakmazdım, işte buradayız,aramızda konuşulmadık onca şey, Çok!
Ben seni yüreğin kanarken bıraktım,... sen beni kanlar içinde, ama sen döndün,kalbin için kalbime, ve işte buradayız.
Anılar yırtıyor bizi, onca şeyden sonra çok derin kalmışız Sen benim illegal sevgilimsin, yasadışı,gunah,ayıp ne varsa bize gelsin...
Kopuk uçurtmayız ikimiz de, iflah olmaz, sözünde durmaz hayat gibi... | |
| | | | Cezmi Ersöz | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |