|
| Nazım Hikmet | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Nazım Hikmet Cuma Ara. 04, 2009 2:48 pm | |
| Nâzım HİKMET Soyadı Ran'dır. 20 Kasım 1901 tarihinde Selanik'te doğdu; ancak ailesi 15 Ocak 1902 olarak kaydetmiş ve kendisi de bu durumu benimsemiştir. 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da öldü. İstanbul'da Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirdi, ancak sağlık sorunları nedeniyle subaylık serüveni sona erdi. Kurtuluş Savaşı'na katılmak amacıyla Anadolu'ya geçti (1921). Anadolu'da Kurtuluş Savaşı için verilen her görevi yerine getirdi. Oradan Rusya'ya gitti. Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde (KUTV) yüksek öğrenimini tamamladı. 1924 yılında gizlice Türkiye'ye döndü. Gazetelerde, dergilerde, film stüdyolarında çalıştı. Şiirleri nedeniyle birkaç kez kovuşturmaya uğradı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle kanıtsız, yasaya ve hukuka aykırı olarak 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa Cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ile öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Yurtdışında sürekli olarak Bulgaristan, Rusya, Polonya'da yaşadı; birçok uluslararası kongreye katılarak çeşitli ülkelere yolculuklar yaptı.1963 yılında geçirdiği bir kalp krizi sonunda öldü, Moskova'da Novo-Deviçeye Mezarlığına gömüldü.
YAPITLARI Güneşi İçenlerin Türküsü (1928) 835 Satır (1929) Jokond ile Si-Ya-U (1929) Varan 3 (1930) 1+1=1 (1930) Sesini Kaybeden Şehir (1931) Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) Gece Gelen Telgraf (1932) Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) Portreler (1935) Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936) Saat 21-22 Şiirleri (1965) Kurtuluş Savaşı Destanı (1965) (Kuvâyi Milliye adıyla 1968)
Dört Hapishaneden (1966) Rubailer (1966) Yeni Şiirleri (1966) Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-67) (Kitabın üçüncü cildi, 1965 yılında "Şu 1941 Yılında" adıyla yayımlanmıştır)
İlk Şiirleri (1969) Son Şiirleri (1970) Nâzım Hikmet ve Seçme Şiirleri (1975, hazırlayan: Asım Bezirci) Tüm Eserleri (1975-1980, Cem Yayınevi, 8 kitap, bütün şiirler) Nâzım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri (1980, hazırlayan: Kemal Sülker) Nâzım Hikmet Toplu Yapıtları (26 Kitap, Adam Yayınları, 1988-1992) | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Cuma Ara. 04, 2009 2:49 pm | |
| Ben bir insan, ben bir Türk şairi Nazım Hikmet ben tepeden tırnağa insan tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret... Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum, hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin daha güzel günler için savaşından, hem bir tek insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan bahseden şiirler yazmak istiyorum.
Nâzım Hikmet | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Cuma Ara. 04, 2009 2:50 pm | |
| TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:42 pm | |
| DAVET. ..
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim! Bilekler kan içinde, dişler kenetli ayaklar çıplak Ve ipek bir halıya benzeyen toprak Bu cehennem, bu cennet bizim! Kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu Bu davet bizim! Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine Bu hasret bizim! | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:43 pm | |
| KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru. | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:43 pm | |
| KARLI KAYIN ORMANINDA
Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin. Efkârlıyım, efkârlıyım, elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar, keçe çizmelerim ağır. İçimde çalınan ıslık beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak? Kayınların arasında bir pencere, sarı sıcak.
Ben ordan geçerken biri: 'Amca, dese, gir içeri.' Girip yerden selâmlasam hane içindekileri.
Eski takvim hesabıyle bu sabah başadı bahar. Geri geldi Memed'ime yolladığım oyuncaklar.
Kurulmamış zembereği küskün duruyor kamyonet, yüzdüremedi leğende beyaz kotrasını Memet.
Kar tertemiz, kar kabarık, yürüyorum yumuşacık. Dün gece on bir buçukta ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var bir de kitabı, imzalı. Elden ele geçer kitap, daha yüz yıl yaşar halı.
Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü. Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür, kahramanlıktır yaşamak: Öleceğimizi bilip, öleceğimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak, gençliğim mi, yıldızlar mı? Bayramoğlu, Bayramoğlu, ölümden öte köy var mı?
Geceleyin, karlı kayın ormanında yürüyorum. Karanlıkta etrafımı gündüz gibi görüyorum.
Şimdi şurdan saptım mıydı, şose, tirenyolu, ova. Yirmi beş kilometreden | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:44 pm | |
| O MAVİ GÖZLÜ BİR DEVDİ
O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin.
O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliiiii hanımeli açan ev.. | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:44 pm | |
| SALKIM SÖĞÜT
Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık! Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Nal sesleri sönüyor perde perde, atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar! Atları rüzgâr kanat... Atları rüzgâr... Atları... At...
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Akar suyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi renkler silindi. Siyah örtüler indi mavi gözlerine, sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine!
Ağlama salkımsöğüt ağlama, Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama! | |
| | | Duygu Yüzbasi
Mesaj Sayısı : 99 Points : 136 Kayıt tarihi : 01/12/09 Nerden : Yedi Tepeli Şehirden;)
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 12:45 pm | |
| VERA İÇİN
Bir ağaç var içimde fidesini getirmişim güneşten. Salınır yaprakları ateş balıkları gibi yemişleri kuşlar gibi ötüşür.
Yolcular füzelerden çoktan indi içimdeki yıldıza. Düşümde işittiğim dille konuşuyorlar, komuta, böbürlenme, yalvarıp yakarma yok.
İçimde ak bir yol var. Karıncalar buğday taneleriyle bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer ama yasak, geçemez cenaze arabası
İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş, çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil | |
| | | IiIxJ3aJ2oNxIiI Üst Kullanıcı
Mesaj Sayısı : 528 Points : 1158 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 41 Nerden : http://www.mardinliyiz.org
| Konu: Geri: Nazım Hikmet Ptsi Ara. 07, 2009 5:05 pm | |
| | |
| | | | Nazım Hikmet | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |